Kayıtlar

Nazım Hikmet'in Ölüm Yıldönümü

Resim
    Bugün, 3 Haziran 2018, Nazım Hikmet'in 55. ölüm yıldönümüdür. Bu günün anısına, sizlerle Nazım Hikmet ve Sabahattin Ali'nin tanışma hikayesini yazacağım.  Nâzım Hikmet, Sabahattin Ali ile tanışmasını şöyle anlatmaktadır:      “Bir gün dergi redaksiyonuna kısa boylu, gözlüklü bir genç geldi. Almanca bildiğini, hikâyeler yazdığını ve adının Sabahattin Ali olduğunu söyledi, hikâyelerinden birini bıraktı, çıktı. Bu hikâye, orman işçilerinin yaşamı üzerineydi. Alman romantizminin etkisi altında yazılmış olmasına karşın, konu ve içerik bakımından Türk edebiyatında bir yenilik oluşturuyordu. Genç adamın yetenekli bir yazar olduğu, daha ilk satırlarından anlaşılıyordu. Hikâye basıldı.     Sabahattin Ali ile tanışmamız böyle başladı. O, haftada iki üç kez redaksiyona geliyordu. O zamanlar yalnızca edebiyat tartışmaları biçiminde legal olarak ortaya konulabilen politik konuları onunla tartışıyorduk. Sabahattin Ali, çok kısa bir zamanda dergide...

Hayatın En Rahat Yılı

Resim
    1939 yılının bahar aylarıdır. Hayatının en huzurlu yılını yaşadığını düşünmekte olan gözlüklü dramaturgun ismi Sabahattin’dir. Altı ay önce Musiki Muallim Mektebi’ne Almanca Öğretmeni olarak atanmıştır. Bir hafta geçmeden kendini Ankara Devlet Konservatuarı’nda diksiyon öğretmeni ve dramaturg olarak bulur. Bu süreç aynı zamanda Hitler Almanya’sından kaçıp Atatürk’ün davetiyle Türkiye’ye sığınan profesörlerin üniversitelerimizi dönüştürdüğü döneme denk düşer. Sabahattin ünlü tiyatro insanı Carl Ebert’ın çevirmenliğini de yapar. Ebert seneler sonra Sabahattin’in kızı Filiz ile karşılaştığında dahi Ali’den ‘kardeşim’ olarak söz edecektir. Alman Carl ile Türk Sabahattin el ele verip başkentte yeni bir tiyatronun temellerini atarlar. Öğrencileri Cüneyt Gökçer, Melek Ökte, Ertuğrul İlgin sayesinde dünya edebiyatının nitelikli yazarlarının eserlerini sahnede izlemek Anadolu insanına da nasip olur. 1939 yaz aylarında ilk kez tatil yapma lüksüne kavuşur Ali ailesi. M...

Kürk Mantolu Madonna

Resim
     Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali'nin 1943 yılında yayımladığı bir aşk romanıdır. İlk olarak Hakikat gazetesinde 18 Aralık 1940-8 Şubat 1941 tarihinde “Büyük Hikâye” başlığı altında 48 bölüm olarak yayınlanmıştır. Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna’yı ikinci kez askerlik yaptığı Büyükdere’de çadırda yazmış ve günü gününe gazeteye yetiştirmeye çalışmış, romanı yazdığı günlerde attan düşüp sağ kol bileği çatlayınca, kolunu tenekede ısıtılan suya koyup yazmaya devam etmiştir. Kitap Türkiye'de popüler olduktan sonra tiyatro ve si nemaya uyarlanmıştır.     Yedi Meşaleci Cevdet Kudret Solok, Sabahattin Ali'nin bu romanı için "Lüzumsuz Adam" başlığını düşünüp sonra da vazgeçtiğini dile getirdi. Pertev Naili Boratav ise Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna'yı ilk önce bir öykü olarak yazdığını dile getirip başlığını da "Yirmi Sekiz" şeklinde koyduğunu ve öykünün ilk sayfasını da kendisine gösterdiğini dile getirdi. Roman Hakkındaki...

Mayıs Ayı, Mayıs Şiiri

Resim
    Mayıs ayında olmamız ile birlikte Sabahattin Ali'nin sevdiği ay mayıs hakkında yazdığı bu şiiri sizinle paylaşmak istedim. Kendisi mayıs ayında gerçekleşen olayları, yaptığı ve yapmak istediklerini söylemiş ve bu ay içerisinde hissettiklerini bu şiirine dökmüştür. Benim içimde mutluluk hissini oluşturmasından dolayı Sabahattin Ali'nin "Mayıs" adlı şiirini çok beğendim. Mayıs Mayıs, ayların gülüdür, T aze bir çiçek dalıdır, İçerim ateş doludur; Mayıs‘ta gönlüm delidir. Yeşil dağlara göçülür, Kırmızı şaraplar içilir; Yarim dökülüp saçılır, Mayıs‘ta gönlüm delidir. Göklere karşı yatılır, Dertlerimiz unutulur; Eski sevgiler atılır; Mayıs‘ta gönlüm delidir.  Uzakta kuşlar seslenir; Gönlüm genişler beslenir; Yaşamağa heveslenir, Mayıs‘ta gönlüm delidir.  Yumuşak rüzgarlar eser; Çimenlerde yarim gezer, Yanılır, bana gülümser; Mayıs‘ta gönlüm delidir.  Sabahattin Ali

Kuyucaklı Yusuf

Resim
    Kuyucaklı Yusuf , o zamana kadar öykü yazarı olarak bilinen Sabahattin Ali 'nin 1937 yılında yayımlanan ilk romanıdır. Baş kahramanı olan Yusuf, Türk edebiyatının en romantik karakterlerinden biri olarak kabul edilir. Roman, Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı ’nın ortaöğretim öğrencilerine tavsiye ettiği 100 Temel Eser listesinde yer almaktadır. 1985 yılında Feyzi Tuna tarafından aynı adla sinemaya uyarlanmıştır.     Konusu, 20. yüzyıl başında Edremit ’te romanın baş karakterleri olan Yusuf ile Muazzez'in aşkıdır. Bu eser, romantik felsefeden kaynaklanan zengin ve fakir, zalim ve mazlum, saf olanla yozlaşmış olan, doğal hayat ve yapay hayat, köy ve kent, medeniyet ve tabiat arasındaki çatışmaları barındırır. Diğer eserlerinde genel olarak toplumsal gerçekçi edebiyat çizgisini sürdüren Sabahattin Ali, bu ilk romanında bu çizginin dışına çıkarak romantik edebiyata yakınlaşır. Bu evrensel temanın yanı sıra Anadolu kasabasındaki toplumsal, töresel ya...

Duvar

DUVAR Uzun zamanlar deniz kenarında ve surlar içindeki bir hapishanede kaldım. Kalın duvarlara vuran suların sesi taş odalarda çınlar ve uzak yolculuklara çağırırdı. Tüylerinden sular damlayarak surların arkasından yükseliveren deniz kuşları demir parmaklıklara hayretle gözlerini kırparak bakarlar ve hemen uzaklaşırlardı. Bir mahpusu dünya ile hiç alakası olmayan bir zindana kapamak ona en büyük iyiliği yapmaktır. Onu en çok yere vuran şey, hürriyetin elle tutulacak kadar yakınında bulunmak, aynı zamanda ondan ne kadar uzak olduğunu bilmektir. On adım ötede en büyük hürriyetlere götüren denizi dinlemek ve sonra aradaki kalın kale duvarlarına gözleri dikerek bakmaya, denizi yalnız muhayyilede görmeye mecbur kalmak az azap mıdır? Bahçede insanın ayakucuna inerek ekmek kırıntılarını toplayan ve aynı hürriyetsiz topraklarda sağa sola adım atan bir kuşun bir kanat vuruşuyla bu duvarları aşarak serbestliklerle kucaklaşmaya gittiğini görmektense, nefes almaktan başka hürriy...